Katarakt ve Refraktif Cerrah

Göz Hastalıkları Uzmanı
Kaşkaloğlu Göz Hastanesi Başhekimi

Hakkımda

Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden 1998 yılında mezun olan Göz Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Bilgehan Sezgin Asena, 1999-2000 yılları arasında Dokuz Eylül Üniversitesi Fizyoloji Anabilim Dalı’nda araştırma görevlisi olarak çalıştı. 2000-2004 yılları arasında İzmir Eğitim ve Araştırma Hastanesi Göz Hastalıkları Kliniği’nde ihtisasını tamamladı. 2004 yılı Kasım ayından itibaren İzmir Kaşkaloğlu Göz Hastanesinde Göz Hastalıkları Uzmanı olarak görev yapmakta olup, 2009 yılından itibaren aynı zamanda Başhekim olarak görev yapmaktadır. 2023 yılında doçent unvanı almıştır.

Halen The European Society of Ophthalmology (ESCRS), The American Society of Cataract and Refractive Surgery (ASCRS), Türk Oftalmoloji Derneği (TOD), Karadeniz Oftalmoloji Derneği (BSOS), International Society of Cataract and Refractive Surgery (ISCRC) dernekleri üyesi olan Bilgehan Sezgin Asena katarakt ve refraktif cerrah olup, iyi derecede İngilizce biliyor.

Uzmanlık Alanları

Güncel Konular

Sıkça Sorulan Sorular

Keratokonus nedir ?

Keratokonus, korneanın normal kubbe şeklini kaybederek inceldiği ve ileri derecede konik bir şekil aldığı, görme kalitesini olumsuz etkileyen ilerleyici bir göz hastalığıdır. Genellikle genç yaşlarda ortaya çıkar ve tedavi edilmezse zamanla görme kaybına yol açabilir. Bu durum, ışıkların etrafında haleler görme, bulanık görüş, gözlük veya lensle düzeltilmesi zor olan görme bozuklukları gibi semptomlara neden olur.

Keratokonusun kesin sebebi tam olarak bilinmemekle birlikte, genetik yatkınlık en önemli etkenlerden biri olarak kabul edilir. Ayrıca, gözleri sık ve sert şekilde ovuşturma, alerjik hastalıklar, kollajen doku bozuklukları ve çevresel faktörler de keratokonus gelişimine katkıda bulunabilir. Bazı durumlarda, UV ışınlarına uzun süre maruz kalma da hastalığın ilerlemesini tetikleyebilir.

Keratokonusun belirtileri arasında bulanık görme, ışık hassasiyeti, çift veya dağınık görme, gözlükle tam düzelmeyen görme bozukluğu ve gözde rahatsızlık hissi bulunur. Ayrıca, hastalık ilerledikçe gece görmede zorluk, ışıkların etrafında haleler görme ve göz numaralarının sık sık değişmesi de görülebilir. Bu belirtiler genellikle her iki gözde farklı derecelerde olabilir.

Katarakt, göz merceğinin saydamlığını kaybederek bulanıklaşması sonucu görme kalitesinin azalmasına neden olan bir göz hastalığıdır. Genellikle yaşlanma sürecinin doğal bir parçası olarak ortaya çıksa da, travma, diyabet, uzun süreli steroid kullanımı veya genetik faktörler de katarakta yol açabilir. Tedavi edilmediğinde görme kaybına neden olabilen bu durum, cerrahi müdahale ile etkili bir şekilde tedavi edilebilir.

Kataraktın başlıca sebepleri arasında yaşlanma, genetik yatkınlık, göz yaralanmaları ve bazı sistemik hastalıklar, özellikle diyabet, bulunmaktadır. Ayrıca uzun süreli steroid kullanımı, güneş ışınlarına (UV ışınlarına) aşırı maruz kalma, sigara kullanımı ve yetersiz beslenme gibi çevresel ve yaşam tarzı faktörleri de katarakt gelişimine katkıda bulunabilir. Doğumsal katarakt ise anne karnında geçirilen enfeksiyonlar veya genetik bozukluklardan kaynaklanabilir.

Kataraktın tek kesin tedavi yöntemi cerrahidir. Katarakt ameliyatında, bulanıklaşmış doğal mercek çıkarılarak yerine yapay bir göz içi lensi (IOL) yerleştirilir. Ameliyat genellikle lokal anestezi altında gerçekleştirilir ve hastalar kısa sürede normal aktivitelerine dönebilir. Gelişmiş cerrahi teknikler, lazer destekli yöntemler ve kişiye özel lens seçenekleri sayesinde hem katarakt sorunu çözülür hem de gözlük bağımlılığı azaltılabilir. Modern teknolojilerle yapılan bu işlem, güvenli ve etkili bir tedavi yöntemi olarak kabul edilir.

Refraktif cerrahi, gözdeki kırma kusurlarını (miyopi, hipermetropi, astigmat) düzelterek net bir görüş sağlamayı amaçlayan cerrahi işlemler bütünüdür. Bu ameliyatlar, genellikle korneanın şeklinin lazerle yeniden düzenlenmesi veya göz içine özel lens yerleştirilmesi yoluyla gerçekleştirilir. LASIK, PRK ve SMILE gibi lazer yöntemleri en sık kullanılan tekniklerdir. Refraktif cerrahi, gözlük veya kontakt lens bağımlılığını azaltmak ya da tamamen ortadan kaldırmak için güvenli ve etkili bir seçenek sunar.

Refraktif cerrahi, genellikle 18 yaşını geçmiş, göz numaraları son bir yılda sabit kalmış ve genel göz sağlığı iyi olan bireyler için uygundur. Miyopi, hipermetropi veya astigmat gibi kırma kusurları bulunan, ancak gözlük ya da lens kullanmak istemeyen kişiler bu ameliyat için ideal adaylardır. Bununla birlikte, hamilelik, emzirme dönemi, ciddi göz hastalıkları (keratokonus gibi) veya belirli sistemik hastalıklar (şeker hastalığı gibi) cerrahinin uygulanmasını engelleyebilir. Kapsamlı bir göz muayenesi sonrası uygunluk değerlendirilir.

Refraktif cerrahi, gözlük veya kontakt lens bağımlılığını azaltmak ya da tamamen ortadan kaldırmak için uygulanan modern bir tedavi yöntemidir. LASIK, PRK ve SMILE gibi lazer teknolojileriyle korneanın şekli düzeltilerek görme kusurları giderilir. Kornea yapısının uygun olmadığı durumlarda ise fakik göz içi lensler veya refraktif lens değişimi gibi alternatif çözümler sunulabilir. Bu tedavi yöntemleri, miyopi, hipermetropi ve astigmat gibi kırma kusurlarını kalıcı olarak düzeltmeyi amaçlar. Refraktif cerrahi sayesinde, hem günlük hayatta hem de profesyonel yaşamda net bir görüşe kavuşmak mümkündür.

Sizden Gelenler